1.6.06

Gezgin Ruh ve Mavi Top


Benim ruhum gezgin. Dolaşır dururum evrenlerde. Gene böyle son derece keyifli seyahatlerimin birinde mavi bir top gördüm. Uzaktan küçücük ve önemsiz gözüküyordu. Kendiliğinden çekiliverdim küreye.

Yaklaştığımda ise hiç de öyle önemsiz olmadığını anladım. Mavi kürenin bütün evrene bedel bir sevgisi vardı gerçekten. Üzerinde yaşayan canlı türleri arasında bir tanesi vardı ki, kürenin sevgisinin büyük bir kısmı bu türe yoğunlaşmıştı. İşin garibi o canlı türünün bütün bunlardan hiç haberi yoktu. İki ayaklı, iki bacaklı, iki gözlü, bir burunda iki delikli, iki kulaklı, bir ağızlı, bir beyinli ve bir kalpli, insan formunda bir türdü bu. Daha yaklaşır yaklaşmaz bu insanın unutkanlık hastalığına yakalandığını farkettim. Bütün bu oyunun arkasında da ilahi bir amaç yattığı gerçeği gayet aşikardı.

Bu mavi küredeki oyuna katılmak istedikten sonra bile halen daha, yüksek bir perspektiften herşeyin daha net gözüktüğünü düşünüyorum. Evet bedenlendim. Belki defalarca bedenlendim. Şu an için bir fikrim yok. Önemli de değil. Oyunun artık değişmekte olduğunu ve büyük hastalığın iyileşmekte olduğunu idrak etmemle işin rengi değişti. Bu son bedenimde ?doruk? isminde, İstanbul-Türkiye gibi enerji ızgarasındaki kilit bir noktada kendimi bulduğumda, unutkanlık perdesi kalkmaya başladı.

Şu an içimde göklerdeki ben var. Öyleki içim de, dışım da bir şenlik, bir kutlama havasında. Sanıyorum mavi topun büyülü şovu başladı artık. Sonsuz evren ve onun sevgisine bedel mavi küre elvermişler birlikte bütün uykudaki insanları uyandırmaya başlamışlar. Ben zaten çok da unutmamışım sanki. Birden içimdeki sonsuz sevgi pınarı açılıverdi çünkü. Ve gene zannediyorum ki bütün diğer insanların uyanmasında da ramak kaldı. Görünenin ardındakine uzanmaya başladığımız bu zamanlarda hayat koca bir kutlamaya dönüşmekte çünkü.

Açlık, susuzluk, dertler ve acı oyunun en zenginleştirici parçaları olmasına rağmen yeter diyoruz artık. Doyduk. Biraz aldığımız dersleri sindirmemiz gerek.

Ve tanrı verdiği soluğu tekrar içine çekmeye hazırlanıyor.

İstikamet 0 noktası.

Tekrar hep bir?likte en derin muhabbetimizi yapmaya hazırlanıyoruz insan dostlarım.

Hepinize burada olduğunuz için müteşekkirim.

Merkez kalptir.


?Güneş yanar, alem döner
Bir gün gelir hepsi söner
Ey sahib-i ilm ü hüner
Bilir misin sebebi kim?

Ne gelen var, ne giden var.
Ne soran var, ne biten var,
Ne gülü var, ne diken var,
Bilir misin sebebi kim?

Her zerre tek, yoktur eşi,
Acep bunlar kimin işi?
Ey kendini bilmez kişi,
Bilir misin sebebi kim?

Haktır desen manası ne?
Sebep midir? Bir kelime:

Soruyorum sana yine

Bilir misin sebebi kim??


(a?mak-ı hayal?den)