31.10.03

X

bu insanların nesi var?sktimin klişeleşmiş başlangıçları.bayağılaşmamış kelime ve/veya kelime grubu yok mudur bu diyarlarda?neyse gerçekten bu insanların bişeyi var.herkes garip.herkes acaip.herkes aşırı normal.sanki gökdeleninin 40. katındaki mükemmel finansal başarılar yakalamış şirketine,ofisine gidiyomuş gibi geliyolar okula.okul burası.kendinize geliniz.ayrıca ne 40. katta ne de 40. yaştayız.
kabardı,büyüdü,gelişti,sınırları zorladı ve patladı.ardından gelen kuşak ise biz olduk.gerçekten neyiz biz?teenage dergileri generation x derken yanılmıyo aslında.sağ mı,sol mu?müzik mi sanat mı bizi yönlendiren?
ahadevam ederim bi ara..gitmemlazım

30.10.03

nostalji

pırıl pırıl ve berrak; bana en içten orta üç yıllık yazılarımdan birini yazmış,çok az sayıdaki nedensiz sevdiğim insanlardan biri ve varlığı zaman zaman yedi yıl önce yabancı bi okulda aynı sınıftaki hallerimizi hatırlatıp beni hüzne boğan bir dosttur ali.tunalı mı diyeyim şimdi determinist olmak için?-başkalarına çok da bişey ifade etmeyen blog yazma yolunda emin adımlar ve ilerleme,skimde mi.evet ali bir tek yedi yıl öncesi hazırlık 1 a sınıfını değil, komple yedi yılı flashbacksel seriler halinde hatırlatmıştır bana bu gece.*mp3girsin->aic-rooster*.gözlerime siyah saclı minyon mümkünse renkli gözlü hatta acık mavi gözlü ufak ufak lacrima'lar hücum etmiştir.olsundur etsindir.onların yeri başımın üstüdür.nitekim tokat gibi de suratıma çarpmıştır liseye olan soğukluğum.çünkü ben en güzel yıllarımı modada küçük bir quartier'ye gömdüm arkadaşlar.beş yıl harcadım en güzele ulaşıcağımı sanmak için.ortaokul.hem kocaman hem de küçücüktük.teizme kaçan bir bağnazlıkla boşvermişlik ve ahiret inancı mı başladı peki şu sıralar?keşke başlasa.ahiret inancı da yok.kıymalık et gibi etiketli vasıfsız kolgücü olarak varım bu dünyada ben.sadece küçücüğüm.you know he ain't gonna diee.n0o0o n0o0 huuuuuu

az sayıda ama kimsenin aklının alamayacağı derecede kocaman (énorme) dostlarım var.onlar bana yeter.
şimdi öteki konu aklım!hadi hemen.*mp3girdi->stp-sour girl*

28.10.03

hey co

varolmak veya varolamamak, varolmanın sınırları, varolmanın nedenleri, varolmanın nedensizliği...kalbim kaldıramıyo tüm bunları.sonuçta nooluyo?isteksizleşiyorum bütün maddiyata karşı, tembelleşiyorum.kötü sıfatlar ellerine geçiriyolar beni.insanlar nefret etmeye başlıyo benden.ben ise hiçbişey hissetmiyorum zaten onlara karşı.-somurtmak gülmekten daha fazla yüz kas gücü gerektirirmiş.yoruyo yanaklarımı tüm bunlar.bazı kişiler bu halime üzülüyor.farklı farklı tepkiler geliyo.kimisi sinirlenirken ötekisi ışığını paylaşıyo.hiç bişey işe yaramıyo.
neşe kaybı söz konusu bloglarımda farkettiğiniz üzre.kimse sizi zorlamıyo okuyun diye.kimse yok zaten.bitekmüzikvar.

25.10.03

just don't know what to do...

...with myself.uzun zamandır yazıcak bişeyim yoktu; piçi de anlatmaktan vazgeçtim.insanın bi haftası bu kadar kötü geçmemeli.sınav haftası bitti belki ama tedavisi imkansız tahribatlara neden oldu beyinde.aşık oldum bu hafta.reddedildim bu hafta.bütün haftayı cumaya yükledim dağıtıcam diye.dağıttım da.ama yanlış yerde.bi partiye gittim.ev partisi.leblebili.aslında cuma gününe çok şey yüklememiş olsam,çok daha fazla memnun ayrılırdım oradan.çünkü yeni tip insan görmek,incelemek hiç bi zaman kötü gelmedi bana.nitekim nal gibi otururken bi milyar,onlara göre pause iken bendeniz gene biton sosyolojik gözlem yaptım beynimde kendimle.kızların hepsi birbirinden hoş ve tatlıyken neden öyle erkekler vardı bir fikrim yok.ev sahibemiz gizeme çok teşekkür edip burada kesiyorum bunu.
parti öncesi başka bir partiye, bi doğumgünü partisine gittik günle.alkolle kavurduk kendimizi.keremcanın nacizane sevgilisi nazlıyı da kutlarım buradan.ama artık eğlenemiyorum ben sanki.ya da doyumsuzlaştım.daha fazla eğlence..
aşık olduğum kız benden nefret etti sanıyorum hafta içinde kaçtı hep beni görünce.ne yaptım ki ben ona.aşık olmak korkunç mu?ama ayağını denk alsın kova burcuyum ben.uzun sürmez aşklarım.salak kız.uzatmak elindeydi halbuki.just dont know...

20.10.03

18.10.03

sıkılanzi..

hem de çok sıkılanzi.hatta şu sınavları zipleyip iki haftaya sığdırıp afiyet olsun nidalarıyla önüme koyduran zihniyetin annesine kötü şeyler yapmak isteyenzi.hakan günday'ın zarganasını okumadan piç'ine başladım.tanışmak istiyorum o herifle.dün de çılgın gönülçelen muhteşem bestseller harikulade reklamcı tuna kiremitçi'nin git kendini çok sevdirmeden adlı yapıtını başlayıp bitirdim.edebiyat dersi özel isteği.güzel kurgulanmış hakikaten.dili de güzel ama o arda denen hatun kılıklıları hiç sevemedim.denyo oluyolar çoğunlukla zaten.ama bu reklamcıların hepsinde fréderic beigbeder tandansı yakalıyorum nedense.neyseskerler.hakan günday paşa döktürmüş gene yahu.memembatikonluyorummuntazaman.rolling stone olduk gene bu aralar.ama mutluyum.niye?eski kitap kurdu hızıma tekrar kavuştum.maaşallah.

16.10.03

dışavurum

dışavurumun sınırları oldukça esnektir.görecelilik gibi bir kavramın tek olduğu evrende aslında herkes kendi dışavurum sınırlarını çizer/çizmelidir.bu dışavurum sembolizmle, yani alegoriyle,metaforlarla,ya da sadece yüklenmiş düşünsel anlamlarla beraber pek tabii yürüyebilir.sanıyorumki en güzel dışavurum müziktir.kalbi delinmiş birisi olarak bana da dışavurmak düştü bu sıralar.evet sol memem delik artık.

15.10.03

analitik

çalışıcam az sonra.sınavı var.bugün bütün gün uyudum.acaip canlı rüyalar gördüm.yalta'da (sivastopol-kırımda bi yerleşim yeri,yaşamış idim orada küçükken) idik.ama tüm okul neredeyse.bizim bi ev vardı.ama yoktu.ontondu kafam rüya boyunca."hepimiz hooker with a penis'iz abi". neyse rüya güzeldi sikim taşşaama denkti.bişiyler diycektim unuttum.

14.10.03

rakımgeldiacilenrakıiçmemlazımcoközledim

uykusuzluk

yaptığı işlerden en güzeli en postmodernidir Bahadır Baruter'in.Ama pek çoğumuzun yakından tanıdığı şekliyle insomnia adama hayatı dar eder.tamamiyle pilimin bittiği gözlerimin açılamadığı mortingen durumlar hariç her zaman yatakta en az 14 kez sağ böğürüstü,sol böğürüstü,sırtüstü ve yüzükoyun ya da dizler karna cekili,dizler serbest gibi kombinasyonlarla en rahat en huzurlu konuma kavuşmak için dönüp dolaşıyorum.bir süre sonra ev içi giydiğim eşofman dönüyor önü sağıma geliyor üstünde bariz bir yorgan tacizi söz konusu.en sonunda yastığı kaldırıyorum kafamı koyuyorum soğuk yatak zeminine.ve ancak öle uyuyabiliyorum.beyin durmuyo ki.
ama dün gece hiç uyuyamadım.bi ara 4:35 civarı zangır zangır titremeye başladım ki hah dedim al işte gidiyoruz.elektrik boşalımı gibi bişeydi.rockncoketa gece cadırda da olmuştu; tek başıma terkedilmişim,sabaha yaklaşıyoruz.nal gibi kafam.acilen uyuyup uyanıp portakal suyu filan içmem yani resetlenmem lazım.olmadı bilader.uyuyamadım.yalnızım da halbuki sarılacak biri olsaydı sıcak sıcak.ha mat da yok toprak üstündeyim kafamı koyucak bişi yok uyku tulumu yok.cadır var o da nihanın.nihan terkedip gitmiş festivali.neyse ya buruk bi geceydi o gece de dün gece de.
bugün sınav olduk.fransızca.18.yy aydınlanma.Locke,Montesqieu,Voltaire,Diderot filan kankalar bizim.zordu pek tabi.
Uyunmadığı takdirde al pacino beyden de hatırlıyacağımız gibi halüsinasyonlar (kısaca halüs) filan başlıyor.Alterno söylemlere benzedi.(kanka tantum kullancan böle mertriks tribi var).ama alterno söylem diil.ciddi seslerde filan algı değşikliği oluyo.eh biraz ilerde yaşamak diyebiliriz buna.ayh gereksiz gevezelik yaptım.

13.10.03

lacuna

neden?neden herşey bir anda kötüye dönüyor?nasıl bir güç,nasıl bir kötü enerjidir bu?bilmiyorum daha önce burada bahsettim mi ama uzun bir süredir aklımda olan bir teori var.dementor teorisi.harry potter adlı nacizane kapital kitapta bahsedildiği üzere dementor (veyahut ruh emici) adlı kukuletalı suratsız yaratıklar insanların/büyücülerin yakınına geldiklerinde o kişilerde bir iç soğuması,bir pozitif enerji emilimi,mutluluk bitmesi akabinde bayılma söz konusu.ayılınca da koca bi kelle cukulata yedirilmekte ki serotonin,endorfin,dopamin.aha işte benim teorime göreyse bu yaratıklar gerçekten var.içimizde.hem de birisi var ki onun içinde sürekli var.ve yaklaşık bi beş dakika önce emildim,bittim.tüketti(ler) beni.

-lakrima lakrima nooldu bana niye tuzlu ve ıslaksın?niye damağımı acıtıyosun?

...ve kahve sigara melankolizmi ve hoşgeldin kış

okul blogu

okuldayım.enformatik.alican var yanımda.dolaylı katkısı oluyor yazıma.alican candır.canandır.aile kurucaz.dorbaş ailesi.uyuşturucu işi yapıp adam öldürücez.mafiayız biz.italyan tandanslı türk işi.beynim hızlı işliyor bu dakikalar.networkte bağlı olduğum bütün bilgisayarlara (dosa girdik c me konuşuyoruz eh bildiğimiz şeyler tabi çok kasmıyoruz.) selam ediyorum.uzaklardan bakan kaamosa selam ediyorum.onu cok seviyorum.gülnaz geldi telefon zinciri bıraktı.saygıdeğer müdür yardımcımız.başbaş.

10.10.03

..üç tane libra yedim geçen gün..

yağmur yağdı.gri oldu gözlerim.ağladılar.su çıkmadı.hata yaptık.daha önce de yapmıştık.umarsız.sorumsuzum.hep öyle dendi.süleyman demirel benzetmesi bile yapıldı rahatlığımdan ötürü.bilmediler ki fırtınaları içerideki.herkesin fırtınası kendine zaten.varlık ve getirileri ikisinin götürülerinden az diye endişeler duyumsamaktayım bu günlerde.donanımımı kaybettim.yittim.gittim.kayboldum.bu kadar farketmemiştim sert olduğunu.sertim.olmamalıyım.sadece bir gün istiyorum.bir gün.olsun bitsin ne olacaksa.lakrimolojik patlamalar iyi hissettirmiyor.eşlik etmekten başka hiç bi işe yaramıyor.küçük su damlaları görüyorum.ağzımdan çıkan buharı.duman gibi.çocukluğumun eşsiz hayat-içi-teatralitesini hatırlıyorum.iki parmak sigara tutarmış gibi ağıza gider.nefes çekilir dünyanın havasından.üflenir sonra.doğrusu hohlanır.hoh hareketi üf hareketinden daha çok duman-benzeri-buhar yapar çünkü..varlık sahipsiz kalmamalı.düşünemiyorum artık.sadece çatışıyorum.can çekişiyorum.çıkış yolu kalmamış.soktuğumun varlığı.siktiğiminyazısı.al işte küfür etmekten öteye gidilemiyor.daha önce hiç bilmediğim insan tipleri tanımak istiyorum.belki paralelim çıkar.ayna değil paralel.sadece bir gün boyunca aşık kalabilirim ona böylece...o halde sözlerimi mükemmel grup foo fighters'tan "hoş" ve "güzel" klipli the one adlı şarkının nakaratıyla bitiriyorum:vazgeçtim bitirmiyorum.bitmez ki.

6.10.03

ilkokul buluşma günü olarak 6 ekim (entrysi)

her 6 ekim gibi bugün de nurettin teksan ilköğretim okulu 5-b sınıfı 96-97 mezunlarının buluşma günüydü.ilk başladığında sınıf 108 kişiydi. en son 66 kişi kalmış idik. bu bile o enerjinin ve bağın büyüklüğünü gösteriyor aslında.çünkü bizim ilkokul sınıfımız özeldi.seçmece insanlar vardı.yani kafası çalışan adam.ha bugün 11 kişiydik toputopu. ruhunu kaybetmiş herkes.ruhsuzluk çağımızın en büyük sorunu. tınnn diye ses veriyo ruhsuz insan. geçen sene 30 kişiydik mesela ama yüksel gemici gelmemişti.hocamız.öğretmenimiz.özel insan.yakışıklı insan.az buçuk yaşlanmış.sözlükten kaamos zamanı sevdiklerinin üzerinden seyretmek gibi bi deyim kullandı.gerçekten bok gibi hissettiriyor.yaşlanmışım gibi.sonuç olarak fenerbahçe romantikayı inletemedik bu sene.ama ben kolumda çocuğumla bile gitmeyi planlıyorum ileride.kimse olmasın.aha bak burda herkes vardı diyebileyim lakin ajana.cocuk isteğim depreşti.
yarın okul var, ders(e) (ç)alışmak lazım )ç(alışmıyorum,(ç)alışmıyorum,)ç(alışmıyorum,(ç)alışmıyorum,(çal)...

5.10.03

zirvelere çıkmak

uzun zaman oldu blogger.hiçlik adına naaptın son günlerde dersen ben de derim ki semi gigantik sonbahar geldi zirvesine gittim.201 kişi ve potansiyel ford hikayeleriyle eğlenceli geçen bir zirveydi.cuma boktan bi gündü.bi sürü boktan olay oldu.ama cumartesi gecesi önce duygularla takılmam (viski vesaire..) ardından zirve sosyallikte doruklara cıkardı beni gerçekten..esenkalın.