30.5.05

Leydi Gaia

Yarın ve sonraki gün yeryüzünün,toprak ananın enerjsinin en yoğun olduğu günler.Çimenlerin,ağaçların,kuşların,hayvanların, doğal yaşamın olduğu bi yere gidip meditasyon yapın mutlaka.Meditasyon yapamıyosanız öyle boylu boyunca yatın.Nedeni sorarsanız anlatırım.
Sevginin anlamının iyice yoğunlaştığı bi döneme girdik.Bizim yaradılışımız amacı zaten karanlığın aydınlık kadar büyük olmadığıdır.4. çakra zamanın kapısı.3 boyutlu fiziksel evrenimizden 5., 6. ve 7. boyutlara geçmenin kapısıdır.Ve o çakra kalp çakrasıdır.Altta üç üstte üç tane ortada kalp çakrası.Dengenin uyumun sembolü.Sevin arkadaşlar.Bi insana aşık olun anlamında pek kullanmıyorum.O da olur ama biraz tehlikeli.Sevgi sadece sevgiyken sevgi.İçine en ufak bi sahiplenme veya karşılık bekleme girdiyse bırakın o sevgi dediğiniz anlamsız şeyi.Bırakın.Artık sevgiye teslim olma zamanı.Güneşe aya yıldızlara yeryüzüne denize uzayın sonsuzluğuna şimdiye kadar (belki çocukken) hiç bakmadığınız bi şekilde bakın.Onların hepsi canlıdır.Sonra gözlerinizi kalbinize çevirin.Nasıl atıyor sürekli.Sevgi budur.Yakalayın bunu artık.Bizim kuşağa özellikle sesleniyorum (80 lerin ikinci yarısı doğan gençler).Hiç biskimden haberiniz yok olm sizin.Halbuki burada bunu yaşamayı siz sectiniz.Açın biraz gözünüzü.Artık 1000 yıl önceki sufi ve avam ayrımı yok.Artık herkesin sufileşme zamanıdır.Kabul edin ve teslim olun.İçinizdeki ses (ama kafanın içindeki diil) içinizdeki gerçek ses size hakikatin bilgilerini sunacaktır.Kabul edin, sevin, teslim olun, gönlünüze sıkıntı sokmayın.Işık çok yakında.
İstanbul çok önemli bir şehir.Uzun zamandır bu şehir aşkın beşiği olmuş.Zira batı ile doğu burada evlenmişler.Bizler bazı şanslara sahibiz ve bunu görmüyoruz.Maddi bağımlılıklarımızı bi kenara bırakmanın ve huzuru aramaya cıkmanın zamanı geldi.Gerçeğin bilgisine açılan kapı sevgidir.Bütün bugüne kadar aldığınız eğitimi unutun.Laf salatası onlar.Felsefe desen gene öyle.Osho'nun da dediği gibi gerçeğe tecavüz etmek bunlar.Çünkü gerçek bizim 100de 10 unu kullandığımız akıllarımızla kavranamaz.Gerçek bundan çok daha büyüktür.Tam bilinçlilik haline
ulaştığımızda galaktik bilimlerimiz olacaktır.Tek nokta bu.Kendinizin dışındaki insanlar veya olaylar hakkında yargılarda bulunmayı bi kenara bırakın.İçinize yönelin.Herşey orada başlar ve orada biter.Sıkıntılar sorunlar bunların hepsi sizin daha çok sevebilmeniz için gene sizin karşınıza çıkardığınız olaylar.Ruhunuz size bunun dersini vermek istiyor.
Unutmayın herşey birin mucizelerini doğurmak için burada.
Sevmek çok basit çünkü bir anda olan bişey.Lütfen bunu yakalamaya çalışın.

27.5.05

koşmar

rüyamda raz bana türk gay pornosu izlettiriyodu.çok korkunçtu.

25.5.05

Oluş-Geçiş ve Süperbilinç

Yani gökten bilgi alan çeşitli dernekler hakkında bir fikrim yokken de ben simya ve astrolojiyle ilgilenmekteydim.Osho kesinlikle yepyeni bir dini bilincin başlangıcı olan çok yüce bir üstad ve benim uyanmamı o sağlamıştır.Açıkçası ben (belki de plutonikliğimden kaynaklanıyordur) bu hayatımda aydınlanma yoluna girip o yolda yürümeyi çok fazla istemeye başlamıştım son bi kaç zamandır.Ama şimdi gelin görün ki farklı farklı pek çok kaynak aydınlığın kapımızın eşiğinde olduğunu söylüyor.Denemekten ne çıkar diye düşünmeli o egosal akıllarımız.Çünkü zaten hep kendi çıkarının peşinde olduğundan ancak bu şekilde ikna edebiliriz.
Halbuki gerçekten biz oluyoruz.Oluştayız.Sadece olmalıyız.Bu da ancak bütün kalıplardan,yargılardan,yoğun arzulardan,hırstan,geçmişe üzülmek veya gelecekten korkmaktan bağımsızlığı gerektirir.Biz insan ruhları esasında hepsinden bağımsızız ve varız.Kalbinizi dinleyin rahatlayın ve bu anda olun.Gönlünüze telaş girmesin.Dönüşüm anda başlayacaktır.Titreşiminiz yükselecektir.Onu düşürecek kızgınlıklar,üzülmeler veya maddi çalkantılar içine düşmeyin.Ben de düşmeyeyim.Elele olursak bunu daha kolay yapabiliyoruz.Denedim ben gerçekten daha çabuk yükseliniyor.Hiç bir karşılık beklemeden bi an için olsun, sevin!Kalbinizin sizi sevdiği gibi.
Kalp bilinci en yüce bilinçtir.Hallac-ı Mansur'a en-el hak dedirten bilinç.
Sevgi tanrıdır.Tanrı sevgi ve ötesidir.

24.5.05

Hermes'in Zümrüt Levhası

Tam tarihi bilinmemekle beraber (10000 yıl vardır) bütün kutsal kitapların babası olan, yücelerin yücesi,üstadların üstadı,simyanın ve astrolojinin kurucusu büyük inisiye Hermes Trismegistus'un (Mısırda Thoth ,Musevilikte Enoch, İslamda İdris) Zümrüt Levhası'nı buraya koyuyorum.


"Hiç yalan olmadan doğrudur , kesindir ve çok gerçektir.
Aşağıda olan yukarıda olan gibidir, yukarıda olan da aşağıda olan gibidir , ve birlikte tek bir şeyin mucizesini gerçekleştirirler.
Ve bütün her şey bir olandan geldiğinden , bir olanın düşüncesinden gelmiştir. Böylece her şey bu tek olandan uyum sağlayarak çıktı.
Güneş onun babasıdır, Ay annesidir. Rüzgar onu karnında taşımıştır, Toprak beslemiştir.
Dünyanın bütün gücünün babası budur. Onun gücü eğer toprağa dönerse her şeye yeter .
Toprağı ateşten ayıracaksın, sübtil olanı kalın olandan ; bu büyük bir maharetle olmalı
Topraktan gökyüzüne çıkacak ve yeniden toprağa inecek , ve yukarıda ve aşağıda olanın gücünü alacak . Bununla bütün dünyanın zaferi senin olacak ; bunun için bütün karanlık senden uzaklaşacak.
Bu bütün kuvvetlerin en kuvvetlisi ; çünkü her sübtil şeyi yenecek, her katı şeyin içine girecek.
Dünya da böyle yaratıldı.
Hayranlık verici biçimler bundan çıktı , bunların ortamı buradadır.
Bu yüzden bana Üç Kere Büyük Hermes denir , çünkü bütün dünyanın felsefesinin üç bölümü de bana aittir. Güneş?in yaptıkları hakkındaki söylediklerim böylece bitiyor ve tamamlanıyor."


-------------

"Solvite corpora et coagulate spiritum"(bedeni çöz ruhu pıhtılaştır)

Önemli Link

Hermetizm biraz sevgi ve ilgi isteyen bir konu.Herkes o kadar derinine inmek istemez.Ama Kemal Bey benim ufkumu sonsuzla birleştirdi.Kendi kuşağımın sayıları tanımadığını düşünüyorum (ne yazık):

http://www.hermetics.org/rakam.html (isterseniz diğer yazılara da bakın çok geniş bi arşivi var ama siz bilirsiniz.harika bir kaynak orası)(Rakamlar bilincine erebilen için kutsal kitaba dönüşebilir.Yaradılışın sırrına rakamları bilerek erişilebilir)

Evrenin en büyük şiirinin başlangıç dizelerinin küçücük bi kısmıyız sadece.Varoluşu seviyorum.

Kutup Değişimi

DÜNYANIN DEĞİŞİMİ

Dünyanın ?kalp atışı? kabul edilen bir elektromanyetik rezonans vardır. 1954?ten beri bilinip, ölçülen bu değer, bulucusu Alman fizikçi Schumann?ın adıyla anılan, Schumann Rezonansı olarak, SR simgesiyle anılır ve Dünya yüzeyi ile 55km. ?lik atmosfer sonrasındaki iyonosfer arasındaki bölgede ölçülmektedir.Dünyanın bu kalp atışı, Güneşin düzenli 11 yıllık aktivasyon periyotlarına göre periyodik değişimler göstermesine rağmen, zannedilen o ki güneşin düzen dışı büyük patlamalarından doğan bir değişim geçirmektedir (Mayaların dediği gibi?2012?de kıyamet Güneşten gelecek?). Bilim tarafından farkedildi ki bu rezonans, bu kalp atışı dramatik bir biçimde artmakta. Yıllar yılı 7.8 değerini koruyan ve yıllar içerisinde yükselen bu değer, bugün 12 devir/sn?ye ulaşmıştır. 13 devir/sn?lik değer ?zero point? olarak anılır ve Dünyanın dönmesi bu değere ulaştığında duracak ve Dünya tersine dönmeye başlayacak. Ayrıca Dünyanın manyetik alanı da buna ters orantılı olarak azalmakta ! Son 4000 yıldaki değerler neredeyse son 4 yılda yarıya inmiş durumda !...Ve bir magnetik tersliğin gelmekte olduğu bildiriliyor. Hatta seller, fırtınalar ve acayip hava şartları bu sebebe bağlanıyor. Ayrıca bu artıştaki hızlanma bizde, 24 saatlik bir günü, 16 saat olarak yaşanıyormuş gibi bir hissediş yaratıyor. Manyetik rezonansın 13 devir/sn. değerine varmasıyla, dönüş yönünü değiştirecek olan Dünyanın, çok uzun yıllar önce de dönüş yönünü değiştirip bugünkü yönünde dönmeye başladığı bildiriliyor. Bu değişim ile Dünya tersine dönmeye başlayıp, Güneşin batıdan doğacağı söyleniyor.Burada bir saplama yapalım? 1959 yılına dönelim ve Bedri Ruhselman?a gösterilen vizyonda da söylendiği gibi??Dünya ekseninin yönünün değişmesi?. Ayrıca,Büyük Mutasavvıf Muhiddin-i Arabî ile ?İnsan-ı Kamîl? kitabının yazarı Abdülkerim Ceylî kıyamet anlatımlarında benzer ifadelerle; ??Kıyametin bir başka alâmeti dahi; Güneşin battığı yerden doğmasıdır?Bundan sonra tövbe kapısı kapanır ! Daha önce iman etmemişse, artık bundan sonraki imanı nefse fayda vermez!...? demişlerdir.Ve bir başka spiritüel mesajda şu ifadeler bulunmaktadır;?Yaşanması mutlak olan bu devreye ermenize az bir zaman kaldığı ve ufkun batıdan gelişini mutlulukla karşılamaya hazırlandığınız bu günlerde; yani yakın olan bu ışık günlerinin arifesinde, insan milletinin ?hazır? olmaya ihtiyacı vardır.?

*bilgelik.com dan alıntıdır*

23.5.05

19'da Yirmi Yaş Dişi,05 Kardeşliği,Dolunay ve Yeni Çağ

Abi üç gün önce bi uyandım sağ alt çenemdeki yirmi yaş dişi diş etimi yarmakta.Sağ bademciğim ve sağ kulağıma vurmuş; ne yutkunabiliyorum ne düşünebiliyorum.Çok kötüydü.Akşamında dayanamadım gidip kıçımdan iğne oldum ağrı kesici.
Neyse bu böyle bişeydi.Antibiyotik kullanıyorum şimdi nefret etmeme rağmen.

Bu akşamüstü 18:38 de Ay Yay'a girecek ve 23:18'de yayda dolunay gerçekleşecek.Artık fullmoon madness zamanı değil.Artık bilinçaltı kazılarının yapılması gereken içedönme ve savaşma zamanı.Meditasyon yapmanızı tavsiye ederim bu akşam.

Dün bizim okuldan Cenk Matalon ile msn'de konuştum.Gerçekten inandık ki hiç bişey tesadüfi değil.Bilincin yükselmesine duyarsız kalamayan ruhlar birbirini bir şekilde bulup daha da yükseltiyor.Verdiğin (http://www.bilgelik.com) adresi için çok teşekkür ederim aydınlık kardeşim =)

************
Yıl 2002, insan geçişe hazırlanıyor.
Yıl 2003; insan geçişe hazırlanıyor.
Yıl 2004; insan geçişe hazırlanıyor.
Yıl 2005; insan geçişe yoğun hazırlanıyor.
Yıl 2006; insan geçişe ilk adımını atıp silkeleniyor.
Yıl 2007; insan geçişte,
Yıl 2008; insan geçişte, büyük gemi geliyor.
Yıl 2009; insan uyanıyor.
Yıl 2010; insan mahmur.
Yıl 2011; insan şaşkın.
Yıl 2012; Yeniçağ! İnsan mutlu, insan huzurlu, yeryüzü cennet !..

Kaostan çıkmış, tertemiz bir dünya. Almaktan çok vermenin hazzını yaşayanların dünyası. El ele, gönül gönüle ve asıl medeniyet !.. Sanmayın ki harabeler arasında yıkık dökük bir dünya. Olağanüstü güzel, yeşeren bitkiler ve açılan şuurlarla yepyeni bir dünya !

************

Anadolu ışığının tebliğlerinden bir alıntıydı.
"Evrende anasız babasız hiç kimse yoktur"(Kybalion)
sözünü doğrularcasına çok büyük yardımcılarımız var.Çok mutluyum rastlaştığıma.New Age'çileri biraz yoz bulurdum ama bu çok doğru.

"Bilgeliğin dudakları anlamayan kulaklara kapalıdır"(Kybalion)(O yüzden hala gülen birileri varsa benden uzakta diledikleri gibi rahatça gülebilirler)

20.5.05

Foton Kuşağı ve Getirecekleri

*bilmeyenler için uyandırıcı nitelikte*

Foton kusagi nedir?
Yüksek enerjili fotonlardan olusan büyük bir kusak. 2012 yilinda günes sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kusaga girdiginde dünyamizin ozon deligi onarilacak ve tüm yasam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. Insanlarin 2 sarmalli DNA'lari ikiserli olarak biraraya gelip 12 sarmalli bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sirasinda tüm insanlarin chakra'lari açilacak ve duyulari ve algilamalari artacak. Herkes birbirinin düsüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kisa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düsünce birligi halinde bir araya gelerek, önyarginin, yalanin ve kötü düsüncelerin olmadigi bir ortama geçilecek. Insanlar birbirinin auralarini görebilecekler. 12 sarmalli DNA'ya geçis sonrasi insanlardahiçbir hastalik kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyilestirebilecekler. Insanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayi ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip baska bir boyuta geçmeye karar verme seklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayi seçenler) ölmeye (baska boyuta gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kayboldugunu görecekler. Fiziksel dünyamizda kalmayi seçen insanlarin isik bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen isikli dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yil sürecek olan bu olay sonrasinda foton kusagi günes sistemimizi terkedecek.
Foton kusagi ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yilinda Pleiades takimyildizlarini kusatan gazimsi bir kusak olarak gözlendi (Halleykuyruklu yildizini da kesfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kusaginin dönüs hizini kesfetti (herbir yüzyilda 5.5 derece saniye).Jose Comas Sol Pleiades takimyildizindaki günes sistemlerini kesfetti. Paul Otto Hesse foton kusaginin kalinligini saptadi (2000 isik yili). Günes sistemimiz her 25.860 yilda bir Pleiades çevresinde bir tur dönmektedir. Yani,yaklasikolarak her 12.500 yilda bir günes sistemimiz bu foton kusaginin içine girer.Günes sistemimizin foton kusaginin içindeki yolculugu 2000 sene kadarsürer.Yani, foton kusagindan çiktiktan sonra tekrar foton kusagina girmek için10.500 yil geçmektedir. Bu devrelerin alt devreleri de vardir ama üst devre 206 milyon yil sürer. Foton kusaginin kendisinin de aurasi var ve ilk aura katmanina (enerji seviyesine) 1962 yilinda dünyamiz (ve tüm günes sistemimiz) girmis durumda.Yani su anda foton kusaginin düsük enerjili ilk kisminin içinde bulunuyoruz.Dünya'miz ikinci enerji seviyesine ise 1987 yilinda girdi. 2012 yilind aüçüncü enerji seviyesine girmesi sirasinda 110-144 saat (5-6 gün)boyuncakaranlikta kalacagiz. Üçüncü enerji seviyesine (foton kusaginin kendisinin bulundugu esas enerjili kisim) girildiginde ise karanlik sona erecek ve artik hiç gece olmayacak yeryüzünde. Sirasiyla yazarsak:
1. gün: 21 Aralik 2012'de kör bölgeye giris, tüm canlilarin beden tipinin degismesi, hiçbir elektrik aygitinin çalismamasi, tam karanlik
2. gün: Atmosfer basincinin düsmesi, herkesin kendisini sismis hissetmesi,Günes'in yeterli isitamamasi, dünya ikliminin sogumasi (buzul çagi sogugu)
3.-4. gün: Atmosferin safak vakti gibi sönük bir isikla aydinlanmasi,foton etkisinin baslamasi, foton enerjili aygitlarin çalisabilir hale geçmesi,yildizlarin yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giris, kör bölgeden çikip ana foton kusagina giris, tüm canlilarin güçlenip zindelesmeleri, dünya ikliminin isinmasi, foton isiniyla çalisan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya baslamasi, telepati, telekinezi gibi psisik yeteneklerin ortaya çikisi(uyanis, süperbilinç).
Kisaca, foton kusagi Dünya'daki tüm yasam için çok büyük bir faydasi olan,yüksek enerjili fotonlardan olusan devasa bir kemer. Günes sistemimiz bu kusaga girdigi zaman tekrar çikmasi 2000 sene sürecek. Foton Kusagi(ManasikHalka) kendi etrafindaki dönüsünü 25.860 yilda bir tamamlamakta ve günes sistemimiz her bir 10.500 yilda bir foton kusagina girmekte. Foton kusag itorus seklinde (araba lastigi biçiminde) bir kemer ve bunun kalinligi (çapi degil, kemerin kalinligi) 2000 isik yili. Önemli bir husus elektrikli hiçbir aygitin ise foton kusagina girildikten sonra hiçbir sekilde çalismamasi.2000 yil boyunca sürecek olan safhada elektrik enerjisi ile çalisacak araca ihtiyaç da olmayacak zaten. Çünkü süperbilinç halinde olma hali ve fotonenerjisi kullanabilecek teknoloji ile elektrik enerjisini kullanmaya ihtiyacimiz olmayacak. Foton kusagi (Photon Belt) konusunda daha detayli bilgi için VirginiaEssene'nin "Galaktik Insan" kitabini tavsiye edebiliriz.

*bana maille gelmişti bu koyayım dedim*
*istediginiz kadar götünüzle gülün, içinizde bir yerlerde ya olursa diyen bi taraf kalacaktır.*
*ki olacak*

18.5.05

Die Before Death ve Tohum Enerjisi

naaber?

ehhee komik oluyim didim sabah sabah.Neyse canım.Bostancıya gidicem ders yapıcam.Dün gece de bi kıvrandım bi kıvrandım yatakta.Yok işte uyku ama uyanık kalma gücü de yok.Yok abi herşey tohum enerjisi.Öyle uluortayı bırak hiç harcamamak lazım.Ama illet geldi musallat oldu yıllardır bırakamıyorum.Ciddi şizoid bozukluklara cevireceğinden şüpheliyim.Bi garip herşey.
İnşallah ölmeden önce ölürüm.

17.5.05

Sabah Sabah İndigo ve Bir İdeal Olarak Dünyayı Kurtarmak

Kalktım tuvalete Hürriyet eki Kelebek ve Eğitim diye bi ek daha işte tüm bunları alarak gittim.İÜ'deki iki gencin bong resimlerini geçtikten sonra P.E Atwater isimli parapsikoloji araştırmacısı bilimadamı yaşlıca bi hatunun yazısı vardı.Haftasonu 1. Parapsikoloji Konferansı düzenlendi ya hani.Kaçırdık onu o yüzden orda burda bulduğum yazıları okuyorum.
Diyo işte hatun 82-03 arasında doğan çocuklardan bazıları indigo çocuklar.Onlar dünyayı kurtarıcaklar diyo.Anne babasından daha donanımlı doğuyomuş bunlar, daha zeki ve daha çok biliyolarmış.Ama daha çabuk öfkelenip kızabiliyolarmış da.İşte beni tarif ediyo.Zaten dün gece de Marilyn adlı şifacı bi hatunun ülkesinden (Avustralya) hiç çıkmamış olmasına rağmen rehberinin söylediği bişey yüzünden Türkiye'ye gelmiş olduğunu duydum.Ne demiş rehberi?İstanbul,Ankara ve İzmir'de Mu ve Atlantis reenkarnasyonları tamamlandı demiş.Harika bi haber.İnşallah oralarda bi yerde gezen o ruh eşimle de rastlaşıp sevişiriz.Zira idealim artık dünyayı kurtarmak; onu da sevişerek yapmaktan başka yol yok zaten.

16.5.05

Kızıltoprakta Bir Toplantı

Bugün okula gittik tişörtlerimiz svitşörtlerimizi aldık.Harika olmuş.Emeği geçen herkesi kucaklıyorum.

Ama esas olarak bu gece katıldığım bi toplantı vardı.Yeni hiç bişey öğrenmemiş olmakla birlikte önceki kuşaklardan birlikten ve gerçek sevgiden haberleri olan insanlarla beraber olduk.Çok güzel deneyimler yaşanmış onu öğrendik.İçim umudun ışığıyla doldu.Pederşahi otoritelere büyük bi güvensizlikle doğmuş olan ben artık evrensel yasanın varlığından eminim.Ben ki gerçek amacımın doğrultusunda koşacağıma andımı içiyorum bu gece burda.Bilgi sade sevgi basit ve ikisi birbirini çoğaltmakta.Bunu kokuşmuş kalıplarla kibarlık ve incelik kisvesi altındaki samimiyetsizliğe dönüştürmeye hiç gerek yok.Her şey doğrudan hatta gülerek veya sadece rakınrol bi havada gerçekleşecek.
varoluş harika bişey.

15.5.05

Post-Joseph

Üç gün üç gece yasla bitirdik okulu.Harikulade bi ayrılış ve akşamında shevada (eski savady-en eski om) delicesine yıkılarak bitirdik.
Burukluk çok acaip.Boşluk hissi daha acaip.

Artık bireysel gelişimime adayabilirim kendimi.

Ayrıca ahanda şuraya yazıyorum 2012de gerçekten bişeyler olucak

bi de bakınız: http://www.sabah.com.tr/2005/05/07/gun101.html

12.5.05

Delphine, Ay-Neptün Karşıtlığı ve Aşk

8 yıllık ortaöğretim hayatımın şu sondan bi önceki gününde göksel ışınların da yardımıyla bi duygusal fırtınaya giriverdim.İnsanlardaki ayrılma hüznünün tezahürleri iç evrenimde büyük gedikler açtı.Sanırım artık "tek" aşkın, "gerçek" aşkın başladığı zamandır.Gene de duyumsama,maddi dünyayı bedensel algılarıyla algılama isteği epey fazla olan biri olarak aşkın somut halini de istiyorum.
Okulumuzun bu sondan bi önceki gününde beni pespembe ve yemyeşil hayallere sürükleyen bir hatun vardı.Ama oyununda her ne kadar Gerçek Aşktan bahsetse de gerçekte gözleri ve kalbi kapalı.En azından birisine ait.Kalbin bi başkasına ait olması belki de bütünleşmeyi engelleyen en zararlı şey. İnsanın kalbi kendisinden başkasına ait olamaz ki.Doğasına ters bi hareket.
Etrafımda gerçek aşkı yaşayan kimse yok.Sadece sahiplenme ve tahakkümler rüzgarı esiyor güçlü güçlü.
Ah Estaire (veya Delphine mi desem) bütün evrenle bir olabilirdik!